Bilimsel Dergi Makalesine Hakemlik Yapmak: Az Konuşulanlar

Daha önceki yazılarımda, bilimsel makale yayınlama sürecinden bahsetmiştim. “Üniversite hocaları, yazdıkları makaleleri akademik dergilerde yayınlamak zorundalar” demiştik. Dergiler her gönderilen makaleyi hemen kabul edip yayınlamıyor. Bir gözden geçirme süreci var, buna da İngilizce’de “peer review” deniyor. Yani, “meslektaş incelemesi”. Bu yazım, bu “peer review” süreci hakkında olacak.

Bilimsel Dergi Hakemliği Nasıl İşliyor?

Mesela üniversitede hocayız, bir makale yazdık, dergiye yolladık. Derginin editörü makalenin taslağını aldı, makalenin konusu hakkında uzman olan 2 tane akademisyen buldu. Taslağı onlara gönderdi, dedi ki “Bu makaleyi inceleyip hakemlik yapmak ister misiniz?”.

Dergilere gönderilen makaleleri inceleyen kişilere ‘hakem’ deniyor.

Dergiler, hakemlik yapan kişilere genelde hiç para ödemiyor. Dergiler makale yazan kişilere de para ödemiyor, ama hakemlik, bedava makale yazmaktan farklı çünkü görev gereği araştırma yapıp makale yazmanın aksine, üniversite hocalarının iş tanımında bilimsel dergiye makale hakemliği yapmak yok.

Peki alanında uzman olan bir sürü üniversite hocası neden bedavaya hakemlik yapıyor?

Bunun en yaygın gördüğüm birkaç sebebi şunlar:

  • Birinci sebep, üniversite kültüründe, dergiye makale hakemliği yapmanın “bilim için iyi bir şey” olduğunun düşünülmesi. Bedavaya da yapsa bilim adına iyi bir şey olduğuna inanıyor hakemler.
  • İkincisi, insanlar, “Ben şimdi bu makaleye hakemlik yaparsam ileride başkası da benim makaleme hakemlik yapar ve işler yürümeye devam eder” diye düşünebiliyor
  • Bir diğer sebep, akademisyenlerin birçoğunun hırslı insanlar olması. Bir dergi editörü, kendilerine bir makalenin hakemliğini yapmayı teklif edince bu demek oluyor ki o editör onları “uzman” olarak görüyor. Bu da bazı kişilerin hoşuna gidiyor ve “uzman” sıfatıyla hakemlik yapmayı kabul ediyorlar.
  • Başka bir sebep, makale hakemleri, hakemlik yaptıkları makaleyi, dergide resmi olarak yayınlanmadan aylar önce görmüş oluyorlar. Bu da onlara “bilgiye diğer herkesten önce ulaşma” ayrıcalığı veriyor. Bazen değerli olabiliyor bu.
  • Son sebep de zevkli olması.

Bunlardan başka sebepler de olabilir ama akademisyenlerin dergiye hakemlik yapmasına sebep olan, benim en yaygın gördüğüm sebepler bunlardı.

Bu yukarıda bahsettiğim sebepleri kullanarak dergiler, hakemlerin makaleyi incelemek için harcadığı saatlere para vermedikleri gibi, hakemlere başka herhangi bir prim vermiyorlar. Tamamen kölelik usulüne göre çalıştırmış oluyorlar hakemleri.

Az Konuşulan Bilimsel Dergi Hakemliği Gerçekleri

Buraya kadar anlattıklarım çok ana akım olmasa da, akademik çevrelerde bilinen şeylerdi. Buradan sonra anlatacaklarım ana akımdan daha da uzaklaşan, “insider bilgi” olarak tanımlayabileceğimiz şeyler. Aşağıda anlatacaklarımın hepsinin her zaman geçerli olduğunu iddia etmiyorum, ama yeterince sık yaşanan şeyler olduğunu gözlemledim, o yüzden bahsetmeye değer:

  1. Hakemlik yapan kişi, hakemlik yaptığı makaleyi kimin yazdığını görebiliyor. Ama makalenin yazarı, kimin hakemlik yaptığını görmüyor.

Diyelim hakemsiniz. Sevmediğiniz birinin yazdığı makaleye sırf o kişiyi sevmiyorsunuz diye düşük puan vermeniz serbest. Ama makalenin yazarının, kimin sizin makalenize düşük puan verdiğini bilmesi mümkün değil.

Ya ikisi de birbirinin kim olduğunu bilmesin, ya da ikisi de birbirinin kim olduğunu bilsin. Tek taraflı olması bi sürü haksızlığa kapı açıyor.

  1. Makaleye hakemlik yapıyorsunuz ve düzeltilmesi gereken birkaç yer buluyorsunuz, buna göre bir geribildirim gönderiyorsunuz. Bu geri bildirime göre makale yazarı makaleyi düzeltiyor, tekrar bakıyorsunuz, “tamam olmuş bu” diyorsunuz makale yayınlanıyor.

Dergi makaleyi yayınladığında, o makaleye hakemlik yapan kişilerden birinin siz olduğunuz, makalenin hiçbir yerinde yazmıyor. Makale hakkında yazdığınız yorumlar da tamamen çöpe gidiyor, hiçbir yerde paylaşılmıyor.

Akademisyenlere sorarsanız, “aslında makalelere verilen geribildirimler de çok güzel bilgiler içerebiliyor” şeklinde bir cevap alabilirsiniz. Bunların paylaşılmayıp çöpe atılması hem bilgi kaybı hem de emek harcayan kişiye en ufak bir prim bile vermemek demek.

  1. Hakemlik yapan insanlar, hakemlik yaptıklarını CV’lerine bile yazamıyorlardı uzunca bir süre çünkü dergiler hakemlik bilgilerinin gizli tutulmasını istiyordu.

Sonunda 2013 yılında, Publons isimli bir web sitesi açıldı. Bu sitede, dergi için hakemlik yapan insanlar, hakemlik geçmişleri hakkında bazı bilgiler verebiliyorlar. Mesela sene, dergi ismi, hakemlik yapılan makalenin ismi gibi… Hatta bazen, hakemliğini yaptıkları makaleye yazdıkları inceleme yazısını bile yayınlayabiliyorlar, ama bazen dergiler buna izin vermiyormuş.


Kapanış

Düşünün yani, saatlerce dergi için bedavaya iş yapıyorsunuz, sonra dergi yaptığınız işi internette paylaşmanıza bile izin vermeyebiliyor. Aynı Fransa’nın Haiti’yi sömürdüğü gibi bir sömürü düzeni.

İşte Publons dediğimiz web sitesi dergilerle iletişime geçerek verdiğiniz bilgilerin doğruluğunu teyit ediyor. Sonra hakemlik geçmişiniz sitede paylaşılıyor. Dergiye yaptığınız hakemlik için hâlâ hiç kimseden bir para almıyorsunuz ama en azından yaptığınız işi başka insanların bilme şansı oluyor…

Yüksek lisansımı bitirdikten sonra kariyerime neden akademide devam etmediğimi de açıklamış oldum sanıyorum bu yazı serisinde. Okuduğunuz için teşekkürler.

istatistik danışmanlık hizmeti büyük

Deniz Şavkay hakkında 163 makale
Lisans eğitimimi Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde, Yüksek Lisans eğitimimi Polonya'daki SWPS Üniversitesi Psikoloji bölümünde tamamladım. Davranış bilimlerine ilgi duyuyorum ve eğitim hayatımı bunun üzerine şekillendirdim. SPSS ile istatistik analizi yapmayı çok seviyorum. SPSS analizleriyle insan davranışındaki kalıpları keşfetmek ve insan davranışı hakkında iç görü sahibi olmak beni heyecanlandırıyor.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*